GİYAV Başkanı Tunç: Ekonomik ve Toplumsal Kriz Çocukların Yaşamlarını Etkiliyor

GİYAV Başkanı Tunç Türkiye’de yaşanan ekonomik ve toplumsal krizin çocuklara çeşitli psikolojik sorunlar ve travmalarla yansıdığına dikkat çekerek, çocuk hakları ve anadil eğitimi alanlarında toplumsal farkındalığı artırmayı ve savunuculuk faaliyetlerini güçlendirmeyi hedeflediklerini belirtti.

GİYAV Başkanı Tunç: Ekonomik ve Toplumsal Kriz Çocukların Yaşamlarını Etkiliyor
 

Türkiye’de derinleşen ekonomik ve toplumsal kriz, çocukların yaşamlarını olumsuz etkiliyor. Çocuklar, eğitim eşitsizlikleri, anadil kaybı, kimlik karmaşası, psikolojik sorunlar ve sosyal izolasyon gibi ek zorluklarla mücadele ederken, anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalıyor.

GİYAV başkanı Selvi Tunç göç ve çocuk haklarına ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, vakfın göç ve çocuk hakları üzerine ilişkin yürüttüğü çalışmaları da aktardı.

GÖÇ VE ÇOCUK HAKLARI

GİYAV’ın kurulduğu günden bu yana kadın, çocuk ve ekoloji alanlarında faaliyet gösterdiğini ve göçlerin neden olduğu toplumsal sorunlar ile çocuk hakları konularında çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Selvi Tunç, ‘’Vakıf, ‘Kadın, Çocuk ve Ekoloji’ başlıkları altında üç temel faaliyet alanını benimseyerek, göç olgusunun beraberinde getirdiği çok yönlü problemlere kapsamlı ve bütünleşik bir yaklaşımla çözüm üretmeyi hedeflemektedir. Vakfımız, öncelikli olarak çocuk hakları alanında hak temelli çalışmalara odaklanmaktadır. Bu bağlamda, eğitim imkânlarından eşit şekilde yararlanamayan çocuklara burs desteği sağlamakta, çocukların güçlenmesini desteklemek amacıyla çocuk hakları konusunda interaktif atölye çalışmaları düzenlemekte, araştırma ve uygulama projeleri yürütmekte, ayrıca hak temelli izleme ve raporlama faaliyetleri gerçekleştirmektedir’’ diye konuştu.

GİYAV’IN ÇALIŞMALARI

Tunç, vakfın öncelik olarak, çocukların eşitsizlik ve ayrımcılıktan kaynaklanan olumsuz etkilerini gidermeyi hedeflediğini ve bu amaçla, çocukların aktif katılımını sağlayan ve çocuk haklarına odaklanan mekanizmalar oluşturmayı planladıklarını ifade etti. Çocukların maruz kaldıkları eşitsizlik ve ayrımcılığın yol açtığı olumsuz etkileri gidermeye yönelik çalışmalar yürüttüklerini belirten Tunç, çalışmalarını şöyle sıraladı: “Çocukların aktif katılımını esas alan ve çocuk hakları odaklı içeriklerin işlendiği mekanizmalar oluşturmak. Bununla birlikte, bu mekanizmaların etkin bir şekilde hayata geçirilmesinin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya yönelik çalışmaların gerçekleştirilmesine önemli katkılar sunmayı amaçlamaktayız.”

EKONOMİK VE TOPLUMSAL KRİZDE ÇOCUK OLMAK

Tunç, iç göç nedeniyle çocukların kültürel uyum, dil engelleri ve eğitim zorlukları gibi travmatik deneyimlerle karşılaşırken, ekonomik ve toplumsal krizler bu sorunları daha da derinleştiğini belirtti. Çocukların, eğitim eşitsizlikleri, anadil kaybı, kimlik karmaşası, psikolojik sorunlar ve sosyal izolasyon gibi ek zorluklarla mücadele ettiğine dikkat çeken Tunç, ‘’İç göç hareketleri neticesinde, çocukların çeşitli travmatik deneyimlerle karşı karşıya kalabildiği gözlemlenmektedir. Bu hassas durum, kültürel uyum sorunları, dil engelleri, eğitim sistemine entegrasyon güçlükleri ve olası ayrımcılık vakalarını kapsayan geniş bir yelpazede yansımasını buluyor. Ekonomik ve toplumsal krizlerin varlığı, çocukların maruz kaldığı zorlukların daha da derinleşmesine sebebiyet verebilmektedir. Yaptığımız gözlemler ışığında, iç göç sürecinin ardından çocuklarda eğitim olanaklarına erişimde yaşanan eşitsizlikler, anadil kullanımında görülen azalma ve buna bağlı olarak ortaya çıkabilen kimlik karmaşası, akran gruplarıyla uyum sağlama noktasında yaşanan güçlükler, aile içi rollerde gözlemlenen değişimler (örneğin çocuk işçiliğine yönelme), anksiyete, depresyon ve travma sonrası stres bozukluğu gibi psikolojik sorunların ortaya çıkması, ayrıca sosyal izolasyon ve dışlanmışlık hissinin belirginleşmesi gibi sorunlar gözlemliyoruz’’ dedi.  

ÇOCUKLARIN VE EBEVEYNLERİN ANADİLE OLAN TALEPLERİ

 

Tunç anadilde eğitimin önemine değinerek, çocukların kendi anadillerinde konuşmasının yanı sıra, ebeveynlerinin de anadil eğitimi taleplerini ve anadilde hazırlanmış materyallerin çeşitlendirilmesini gerektiğini vurguladı. Tunç,‘’Vakfımız, çocukların anadil kullanımına ilişkin dönem dönem izleme raporları hazırlamaktadır. Bu kapsamlı çalışmalar, mevcut durumun detaylı bir şekilde analiz edilmesine ve etkili çözüm önerilerinin geliştirilmesine olanak sağlamaktadır. Diyarbakır’da yürütülen saha araştırmalarımız neticesinde, anadil hakları bağlamında çocukların ve ailelerinin talepleri şu şekilde belirginleşmektedir: Çocuklar, anadillerini ev ortamında öğrenme ve ebeveynleriyle bu dilde iletişim kurma arzusunu dile getirmektedirler. Bununla birlikte, eğitim süreçlerinde Kürtçe dilinin aktif kullanımını talep etmekte ve anadillerinde hazırlanmış kitap, televizyon programları gibi kitlesel bilgi kaynaklarının çeşitlendirilmesini ve bu kaynaklara erişimin kolaylaştırılmasını istemektedirler’’ diye konuştu.

ANADİL ÇALIŞMALARINDA ÇİFT DİLLİ MATERYALLER VE YAYINLAR

Anadil çalışmalarına yönelik yerel yönetimler ve STK’lar ile işbirliği içinde olduklarını ve çift dilli materyaller hazırladıklarını belirten Tunç, ‘’Anadil çalışmalarımız, vakfımızın önemli faaliyetlerinden biridir. Bu kapsamda, vakfımız çeşitli faaliyetler yürütmektedir: Çift dilli (Kürtçe-Türkçe) materyaller geliştirmekteyiz. Diyarbakır’da İnsan Hakları Derneği ile Çocuk Hakları Sözleşmesinin çocuk dostu versiyonunu Kürtçe, Zazaca ve Arapça dillerine çevirip kamuoyu kullanımına açtık. Anadil konusunda toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla çeşitli yayınlar hazırlamaktayız, geçmiş dönemde Zazaki ile ilgili bir araştırma inceleme raporunu paylaştık. Vakfımız, anadilde çocuk edebiyatı eserlerinin üretilmesini ve yaygınlaşmasını aktif bir şekilde teşvik etmektedir. Bu kapsamda, çeşitli eserlerin yayımlanmasına destek olarak hem kendi çalışma programlarımıza katılan çocuklarla hem de kentimizde yaşayan diğer çocuklarla paylaşmaktayız. Ayrıca, bu eserlerin dijital versiyonlarını çeşitli çevrimiçi platformlarda erişime açarak, daha geniş bir kitleye ulaşılmasını sağlıyoruz. Bu çalışmaların daha geniş kitlelere ulaşması için yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde hareket etmekteyiz’’ dedi.

ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ, ÇOCUK HAKLARI VE ANADİL EĞİTİMİ

Çocuk hakları ve anadil eğitimi alanlarında toplumsal farkındalığı artırmayı ve savunuculuk faaliyetlerini güçlendirmeyi hedeflemekle beraber ulusal ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğini derinleştirerek, bu alandaki etkisini genişletmeyi planladıklarını dile getiren Tunç,  ‘’Vakfımız, gelecek dönemde çeşitli alanlarda projeler geliştirmeyi hedeflemektedir. Öncelikli olarak, çocuk hakları konusunda toplumsal farkındalığı artıracak çalışmalar yürütmeyi ve savunuculuk faaliyetlerimizi yoğunlaştırmayı amaçlamaktayız. Bu kapsamlı hedefler doğrultusunda, ulusal ve uluslararası düzeydeki kuruluşlarla işbirliğimizi derinleştirmeyi ve çalışmalarımızın toplumsal etkisini artırmayı öngörmekteyiz. Bu sayede, çocuk hakları ve anadil eğitimi alanlarında daha geniş ve kalıcı etkiler yaratmayı umut etmekteyiz’’ şeklinde konuştu.